Mart 2018

DİNİ HÜKÜMLERİN GÜNCELLENMESİ !!!

DİNÎ HÜKÜMLERİN GÜNCELLENMESİ !!!

Konu çok ince çok hassastır.Teşbihte (benzetmede,örnekleme vb. de) hata olmazsa tıpkı evlilik meselesi gibi.Bilhassa dinî konularda kitap,sünnet,tefsir,akaid,fıkıh,siyer vb. ilimlerde tam vukufiyyeti(ehliyeti vb.)olmayanlar,söz(ler)nin maddi manevi etkilerini hesaplamadan ortaya atılmamalıdırlar.Zaten gerçek ihlas sahıbi vakur ulema, maddi sonuçlarından çok manevi mesuliyetinden((Allah korkusundan)) her eylem ve söylemde- yeterli süzgeçten geçirmeden-bulunmazlardı.Yanlış varsa geri dönerler.yoksa Hak ve hakikat bildiklerini canları pahasına da olsa savunurlardı.

Hal böyle olunca,vaktim müsait olmamasına rağmen “Haksızlık,yanlışlık karşısında susan dilsiz şeytandır.”durumuna düşmemek için özetle de olsa karınca kararınca bir şeyler karalamak zorunda kaldım.

Önce her meselede olduğu gibi,dini konularda da yukarda bahsettiğimiz tam ehil olanlar,kitap,sünnet (gerçekten sahihliği büyük çoğunluk tarafından kabul edilmiş,Kur’ana ve İslami mantığa uygun olan hadisler ) ve icma-i ümmete ters düşmeyen görüşlerini belirtebilir ve tatbik edebilirler.Tabii ki sadece Kur’ana dayanıp belirttiğimiz sahih hadisleri göz ardı etmeden.)Bilhassa zamanımızdaki gibi şan,şeref ve ikbal peşinde koşan yani Allah rızasından çok ikbal ve izzetini düşünen âlim müsveddelerinin görüşleri (fetvaları) mevzu bahis(söz konusu)değildir.

Buna göre her İslam aliminin dini bir konudaki görüşü içtihat olur.Aynı konudaki bir içtihadın İslam alimlerinin tamamının veya büyük çoğunluğunun kabul etmesi ise icma(cem etme,birleştirme) olur ki bu zaman ve mekana göre -bilhassa teferruatında- değişiklik olabilir.Ve uygulanabilirlik yönünden de olmalıdır.Tabii ki dinin özünden,ruhundan sapmamak kaydı ile…

Sayın Cumhurbaşkanımzın da demek istediği “Dini hükümlerin güncellenmesi gerek. ‘……..’ Bindörtyüz sene önceki hükümleri bugün uygulayamazsınız.” İfadesinden kasıt bu olsa gerek… Onca iş yoğunluğunun arasında o kadarlık bir ifade eksikliği hoş görülmelidir.Onun iyi niyetinden de şüphemiz yoktur.Ağır eleştirilerle hedef tahtası yapmaz,çalışmalarını desteklemekten vazgeçmeyiz.Aksini iddia edenler ya derin ilim-bilimden yoksundur.Ya da art niyetli fırsatçı din,devlet ve millet düşmanlarıdırlar…Aslında bu garabetler, din,devlet ve ümmet düşmanlarının o günkü şartlar icabı dayatmaları ile hilafet ve şeyhülislamlığın kaldırılması ümmetin başsız bırakılması sonucu ortaya çıkmaktadır.Bugün ülkemizde o görev,Diyanetin özellikle Din İşleri Yüksek Kurulunundur.Çok işlerimiz gibi orada da umursamazlık olunca Cumhurbaşkanı ikaza mecbur olmuş ama geç kalmıştır.Çünkü din ve devlet işlerinde adeta yalnızdır,yükün büyük çoğunluğu omuzlarında kalmıştır.Kimse hık mık demesin…